Yerçekimi bir yanılsamadır, karanlık madde gerekmez

20. 03. 2017
6. uluslararası dış politika, tarih ve maneviyat konferansı

    Yerçekimi kuvvetiyle ilgili yeni ve ilginç bir teori, bilim dünyasında gerçek bir devrim yaratma kapasitesine sahiptir. Araştırmacı Erik Verlinde, teorisi hakkında bunun yerçekiminin, uzayın ve zamanın doğasına dair anlayışımızı değiştireceğini söylüyor. (Amsterdam Üniversitesi'nde çalışıyor).

Yerçekimi bilim adamları için bir gizemdir

Bu teorik fizikçi, yerçekiminin Newton ve Einstein'ın önerdiği gibi doğanın uygun bir temel kuvvetinden ziyade "ortaya çıkan" bir fenomen olduğuna inanıyor. Araştırmacı, yerçekiminin uzay-zamanın yapısında yakalanan temel bilgi parçalarından oluştuğu zaman, yerçekimi yasasının ve karmaşık mikroskobik olayların sonuçlarına değinmektedir. Bu teorinin daha fazla araştırma gerektirdiği doğrudur çünkü yeni fikrin kuantum fiziğiyle bağdaştırılması zordur. Bu arada, bu teorinin temeli zaten bilim kurgu yazarı Stanislaw Lem tarafından atılmıştı.

Uzmanlar uzun yıllardır astronomik cisimler üzerinde baskın bir etkiye sahip olan "karanlık madde"ye ışık tutmaya çalışıyorlar. Bu gizemli görünmez madde ışığı yansıtmıyor ve bilim adamlarına göre evrenin kütlesinin yaklaşık %27'sini oluşturuyor.

Karanlık maddenin varlığı, gökbilimciler tarafından yapılan uzun gözlemlerle doğrulandı ve galaksilerin, gözlemlenen madde ve gaz miktarından beklenebilecekten daha yüksek bir yoğunluk gösterdiği sonucuna varıldı.

Şimdi, Hollanda'daki Amsterdam Üniversitesi'nden fizikçi Erik Verlinde, karanlık maddeye ihtiyaç duymadan tutarsızlıkları açıklayan ilginç bir yerçekimi teorisi sundu. Verlinde, bu "yeni tip" yerçekiminin gözlemlerle mükemmel bir uyum içinde olduğuna dair kanıtlarımız olduğunu söylüyor. Bu bilim adamı, devasa miktardaki maddede yerçekiminin Einstein'ın teorisine göre davranmadığını açıklıyor.

Verlinde'nin hipotezine göre yerçekimi doğanın temel bir kuvveti değil, ortaya çıkan bir olgudur. Örneğin: sıcaklığın mikroskobik parçacıkların hareketiyle oluşması gibi, yerçekimi de uzay-zamanın dokusunda yer alan temel bilgi parçalarındaki değişikliklerin bir sonucu olarak üretilir.

(Çeviri Not – Uzay-zaman, görünüşe göre titreşen enerji içeren temel hücrelerden oluşuyor ve her hücre bir bit bilgiyi temsil ediyor. Bkz. Allatra teorisi.)

Hollandalı bir bilim adamının teorisi.

Günümüz bilim dünyasında yerçekimi neredeyse her koşulda işe yarar. Ancak bilim insanları bunun kuantum fiziğinin tanımladığı parçacıklarla nasıl uyumlu olduğunu anlamayı ve göstermeyi amaçlıyor. Yerçekiminin ani bir yanılsama olduğu yönündeki yeni görüş elbette beklenmedik bir sona yol açıyor. Bu, Verlinde'nin fikirlerinin ve doğanın temel bir kuvveti olmayan, doğal olarak oluşan yerçekimi teorisinin bir sonucudur.

Yıldızların Galaksimizin merkezi etrafında dönmesine, gezegenlerin galaksilerdeki yıldız sistemlerinin içerisinde hareket etmesine alışığız. Mikroskobik parçacıkların hareketiyle ısının üretilmesi gibi, uzay-zamanın yapısında depolanan bilgilerin değişmesi sonucu birdenbire yeni kuvvetler ortaya çıkar. Ayrıca araştırmacı şunları söylüyor: "Geniş ölçekte bakıldığında, yerçekiminin Einstein'ın teorisinin öngördüğü gibi davranmadığı görülüyor."

Bilim insanı şöyle açıklıyor: "Meslektaşlarımın çoğu, uzayın, zamanın ve yerçekiminin doğasına yeni bir bakış açısı sağlayan bu teori üzerinde çalışıyor. Yeni fikirler, karanlık maddenin varlığı teorisine başvurmak zorunda kalmadan galaksilerdeki yıldızların gözlemlenen etkileşimlerini açıklamamıza, ortaya çıkan yerçekimini değerlendirmemize ve yıldızların hareket yolundaki sapmaları gözlemlememize yardımcı oluyor."

Benzer makaleler